Edirne Bayan Masör-Masör Bayan Ece
Edirne Bayan Masör-Masör Bayan Ece
Edirne Bayan Masör-Masör Bayan Ece Fribourg’da inek sayısı insan sayısından fazlaydı ve hayvanlarla seks öteden beri büyücülükle ilişkilendiriliyordu. Burada, Vaud davasından bir asır önce, bir adam bir inek, bir keçi ve bir ceylanla beraber olduktan sonra şeytanın ona görünüp kendisine bağlanmasını istediğini itiraf etmişti.Cadı Avları Hayvanlarla seks ile büyücülük arasındaki bağlantı, şeytanın aniden belirip hayvanlarla ilişkiye geçmiş insanlardan sadakat talep etmesinden daha derinlere gider.
Avrupa ve şimal Amerika kolonilerinde yedi binden fazla cadı infazının gerçekleştirildiği 16. Ve 17. Yüzyıllardaki büyü çılgınlığında hayvanlar genellikle bizzat şeytanın vücut bulmuş hali olarak nitelendiriliyordu. Hayvanlarla seks şeytana tapınma şekillerinden biri gibi görülüyordu. Efsun ve büyü minimum Babillilerden beri yasaktı ama erken çağıl dönemden önce çok azca insan resmen bu kabahatla itham edilmişti. Bu durum hukuk ve din çevrelerine hummalı bir cadı avcılığının hakim olmaya başladığı 1400’lerin sonlarında değişti. Cadılar artık yalnızca büyücü ve fitneci değillerdi.
Edirne Bayan Masör-Masör Bayan Ece
Edirne Bayan Masör-Masör Bayan Ece Daha ürkütücü olan bu yeni cadılar, dünyayı mahvetmek için birbirleriyle ve şeytanla işbirliği icra eden ve sapkın kişilerdi. Cadıların çoğu zaman hanım, orta yaş yada daha üstü, fukara ve cinsel sapık olduklarına inanılıyordu. Doğru rakamları saptamak zor fakat 1450-1750 senelerı içinde altmış binden fazla insanın büyücülük kabahatundan infaz edildiğini söyleyebiliriz. Bu tarz şeylerin en az yüzde 80’i kadındı. Büyücülük suçu, cadıyla şeytan arasındaki bir sözleşmeye dayanıyordu. Cadı bu sözleşmeyle Tanrı’ya yüz çevirip şeytanın hizmetine gireceğini kabul etmiş oluyordu. Kanla yazılıp cehennemde imzalandığına inanılan bu sözleşmeyle, cadı resmen şeytanın büyük ordusuna katılmış oluyordu. Cadı, sözleşmesi gereği, kıtlığa neden olur, çocukları öldürür veya yer, doluyla ekinleri telef eder, haça tükürür, kutsanmış ekmeğe işerdi.
Söz mevzusu sözleşme suçun en önemli yanıydı. Sözgelimi Saxon’un 1570’lerdeki yasası, herhangi birine fiilen zarar versin veya vermesin, şeytanla antak kalma meydana getiren her insanın yakılarak öldürülmesini öngörüyordu. İskoç hukuku da aynı doğrultudaydı. 1604’te İngiltere, bilinen herhangi bir kurban olmasa bile kötü ruhlarla mesajşime geçmeyi suç sayarak yasayı yine düzenledi. Bu sözleşmelerin altında yatan mitoloji karmaşıktı ama mevzumuz açısından ortak bir yanı vardı: Şeytanın cinsellik talebi anlaşmanın bir parçasıydı. Suçlanan cadıyı şeytanla -veya onun emri altındaki biriyle- cinsellik icra ettiğinı kabul etmeye zorlamak, sözleşme yapıldığının kafi kanıtı sayılıyor ve cadıyı ölüme göndermeye yetiyordu.